Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Tunç, Türkiye'nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğini ve bunun ülkenin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu vurguladı. Sadece PKK ile değil, diğer terör örgütleriyle de mücadele edildiğini belirterek, hükümetin terörün sonlandırılması için kararlı olduğunu ifade etti. Son yıllarda güvenlik güçlerinin teknolojik gelişmeler ve yerli savunma sanayisi sayesinde büyük başarılar elde ettiğini ve terörle mücadelede önemli ilerleme kaydedildiğini dile getirdi. Bu mücadele, sadece güvenlik güçlerinin çalışmasıyla sınırlı kalmayıp, 22 yıldır teröre zemin hazırlayan unsurları ortadan kaldırma çabalarını da kapsıyor. Temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve ülkenin her bölgesine eşit hizmet götürülmesi hedefleri de bu mücadeleyi destekliyor. Kürtçe yasağının kaldırılması ve vatandaşların kendi dillerinde savunma hakkının tanınması gibi adımların, demokratikleşme çabalarının birer göstergesi olduğu belirtildi.

Öcalan'ın Çağrısı ve Devletin Tutumu

Tunç, Öcalan'ın çağrısının terör örgütü PKK'ya yönelik olduğunu ve tüm grupların silah bırakmasını, örgütün feshedilmesini içerdiğini belirtti. DEM heyetinin İmralı'daki görüşmelerin ardından çağrıyı kamuoyu ile paylaştığını hatırlattı. Çağrının nasıl karşılanacağının önümüzdeki süreçte görüleceğini ifade eden Bakan Tunç, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve şiddeti asla kabul etmeyeceğini vurguladı. Terörle mücadelenin hukuk çerçevesinde devam edeceğini, terör örgütünün çağrıya uymaması durumunda devletin gereğini yapacağını açıkça ifade etti. Şehit ailelerinin duygularına dikkat edilerek, hiçbir adımın onları incitecek şekilde atılmayacağına dikkat çekildi. Öcalan'ın muhatabının devlet değil, terör örgütü olduğu vurgulandı.

Pazarlık Yok, Hukuk Devleti Var

"Öcalan'ın çağrısı karşılığında ne verildi?" sorusuna Bakan Tunç, herhangi bir pazarlık veya gizli anlaşma olmadığını net bir şekilde belirtti. Hukuk devletinde gizli pazarlıkların mümkün olmadığını, suç işlenmesi durumunda yargı ve ilgili kurumların devreye gireceğini söyledi. Amaçlarının, 40 yıldır ülkeyi ve özellikle Kürt kökenli vatandaşları etkileyen terörün sonlandırılması olduğunu vurguladı. Af, ev hapsi gibi iddiaların gerçeği yansıtmadığını, böyle bir al-ver sürecinin söz konusu olmadığını açıkladı.

İmralı Görüntüleri ve 28 Şubat Darbesi

İmralı'da görüntülü kayıt yapılıp yapılmadığı sorusuna Bakan Tunç, güvenlik ve istihbarat ihtiyaçları nedeniyle kayıt yapılabileceğini ancak bu kayıtların kamuoyuyla paylaşılmayacağını belirtti. Son olarak, 28 Şubat postmodern darbesinin 28. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, darbenin demokratik hayata verdiği zararları, başörtüsü yasağı, katsayı sistemi gibi uygulamaların yol açtığı mağduriyetleri hatırlattı ve bu sürecin demokrasiye kara bir leke olarak tarihe geçtiğini ifade etti.